Parkinson’da zamana müdahale etme şansı vererek “Hastalığın saatini geri alan” Beyin pili takılması ameliyatlarında deneyim oldukça önemlidir. Hekimin bilgi ve deneyimi ameliyat süresini kısaltabilmekte, cerrahi komplikasyon risklerini azaltabilmekte, bazı bilgileri elde etmekte zorlanılan olgularda elektrotları beyinde doğru yere koyma konusunda yardım edebilmektedir.
Parkinson hastalığı, beyinde “dopamin” adı verilen bir maddenin eksilmesiyle ortaya çıkan, santral sinir sisteminin kronik dejenatif ilerleyici bir hastalığıdır. Kişilerin günlük yaşamını olumsuz etkileyen Parkinson’un ilk belirtileri arasında vücudun bir tarafında daha ön planda olmak üzere ellerde “para sayar” tarzda diye tarif edebileceğimiz titreme, hareketlerde yavaşlama, kaslarda sertlik, bakışlarda donuklaşma ve yüz mimiklerinde azalma ile birlikte “maske yüz” diye ifade edilebileceğimiz yüz hali ve küçük adımlarla öne eğilerek yürüme yer almaktadır.
Parkinson kronik ve ilerleyici bir hastalık olmasına rağmen, hastalar çaresiz değillerdir. Hastalığın tedavi yöntemleri arasında; başlangıçta ilaç tedavisi; ilaç tedavisinin yeterli olamadığı ya da şiddetli ilaç yan etkilerinin yaşandığı durumlarda da cerrahi yöntem olan beyin pili takılması ameliyatları yer almaktadır. Parkinson hastalarında beyin pilleri oldukça etkili bir tedavi yöntemidir.
Beyin pilleri, beynin içerisine yerleştirdiğimiz iki ince elektrot, göğüste kalp pili gibi cilt altına yerleştirdiğimiz pil ve onları birbirine bağlayan iki tane uzatma kablosundan oluşan bir sistem... Dışardan bilgisayar aracılığıyla pili programlayarak beynin içerisine elektrik akımı veriyoruz. Böylelikle hastalıktan sorumlu bölgelerdeki aşırı aktiviteleri kontrol ederek hastalık bulgularını düzeltmeye çalışıyoruz. “Nöromodülasyon” adı verilen bu tedavi yöntemi Parkinson dışında, Esansiyel tremor ve Distoni gibi hareket bozukluğu hastalıklarında da oldukça yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.
“Beyin pili takılması ameliyatlarının riski nedir?” sorusu ile oldukça sık karşılaşmaktayız. Bu ameliyatlarda riskleri minimum düzeye indiren en önemli faktörlerden biri hekimin deneyimidir. “Deneyimli ellerde” beyin kanaması, enfeksiyon, kol ve bacaklarda güçsüzlük, konuşmada ya da görmede bozulma gibi komplikasyon riskleri % 1-2 seviyesine kadar düşmektedir. 30 yılı aşkın sürede 1700’ü geçen hareket bozukluğu cerrahisi ve 1200’ü geçen beyin pili ameliyatının öğretileri, birikim ve deneyiminin ameliyat süresini kısaltabildiği, cerrahi komplikasyon risklerini azaltabildiği, bazı bilgileri elde etmekte zorlandığımız olgularda elektrotları beyinde doğru yere koyma konusunda yardım edebildiği yönündedir.
Beyin pilleri, Parkinson hastalığının zamanına müdahale etme şansı veren bir tedavi yöntemidir. Dolayısıyla bu tedavinin hastalara sağladığı katkıyı “hastalığın saatini geri almak” diye tanımlayabiliriz. Bu da sosyal hayattan kopan, başkalarına bağımlı, yardım ile yaşantısını sürdürmek zorunda olan birçok hastanın günlük ve sosyal yaşantısına geri dönebilmesi, bağımsız yaşayabilmesi; önemli bir kısmının ise mesleklerini tekrar icra edebilmesi anlamına gelmektedir