Beynin içerisine yerleştirilen ince elektrotlar ile hastalıktan sorumlu bölgelere elektrik akımı verilerek hastalık bulgularının düzeltilmeye çalışıldığı “Beyin pili” yöntemi bugün başta Parkinson hastalığı olmak üzere, Esansiyel tremor ve Distoni gibi Hareket bozukluğu hastalıklarında başarı ile uygulanıyor. Peki Parkinson ve Hareket bozukluklarında ve Beyin pillerinde neler yanlış biliniyor? Bu hafta sizlerden gelen sorular doğrultusunda doğru bilinen yanlışlardan bahsedeceğim.
Parkinson hastalığı, beyinde “dopamin” üreten nöronların kaybedilmesi ve buna bağlı olarak bu maddenin azalması sonucunda ortaya çıkar. Bu hastalıktan korunmak ya da hastalığı engellemek için herhangi bir yöntem mevcut değil. Ancak diyet, yaşam tarzı veya egzersiz programı ile hastalık bulgularını daha aza indirgeyebilir ve yaşam kalitemizi artırabiliriz. Parkinson hastalığı, çok nadir olan ailesel durumlar dışında, 60 yaş üzerindeki kişilerin ortalama % 1-3'ünde görülür.
Parkinson hastalığı genelde 60 yaş sonrası hastalığı olmasına rağmen, hastaların %5 ila 10’unda başlangıç evresi 20 ila 50 yaş arasındadır. Genç hastalarda mutlaka genetik nedenler araştırılmalıdır. Ailede bir ebeveyn veya kardeşte Parkinson hastalığı varlığı, o kişide hastalık gelişme riskini arttırır. Kalıtsal özellikteki Parkinson hastalığı daha çok genç yaşlarda başlar ve tüm Parkinson hastalarının yaklaşık %5’ini oluşturur.
Parkinson hastalığının belirtileri arasında el titremesi de bulunur. Ancak her eli titreyen kişiye Parkinson demek doğru değildir. Parkinson hastalığındaki titremeler daha çok hasta istirahatteyken, örneğin kollarını koltuk kenarına koyduğunda ya da yürürken kolları yana sarkıttığında görülen titremelerdir. Bu titremeleri olan hastalardan kollarını havaya kaldırmalarını istediğinizde titremeleri durur. Özellikle yaşı ileri hastalarda; vücudun bir tarafında daha ön planda olmak üzere ellerde ‘para sayar’ tarzda titreme, hareketlerde yavaşlama, kolların vücut salınımına iştirak etmemesi ve vücuda yapışık olarak yürünmesi, bakışlarda donuklaşma ve yüz mimiklerinde azalma ile birlikte ‘maske yüz’ diye ifade edilebilen yüz hali, küçük adımlarla ve öne eğilerek yürüme bu hastalığın başlangıç safhasında olunabileceğini düşündürmeli ve hastalar Hareket bozukluğu uzmanı olan bir Nöroloji doktoruna başvurmalılar.
Kişinin yaşı, tek başına Beyin pili uygulamasını değerlendirmek için bir kriter değildir. Hastanın ilaçlara verdiği cevap, zihinsel durumu ve beynin anatomik yapısı gibi pek çok farklı faktöre göre ameliyat kararı verilir. Her şeyden önemlisi hastanın Beyin pili ameliyatından yarar görüp göremeyeceği, böyle bir ameliyata aday olup olmadığı ve Beyin pili ameliyatından başka bir tedavi şansının olup olmadığı sorularının cevabıdır. Bu koşulların gerektirdiği ve ameliyat olmasında engel bulunmayan 85 yaşındaki bir hastaya ameliyat önerilebildiği ve uygulanabildiği gibi, bu koşullara uygun olmayan 60 yaşındaki bir hastaya ameliyat önerilememesi de mümkündür. Tabii ki ameliyat önerilse de hastanın ameliyat olup olamayacağı anestezi ve kardiyoloji uzmanlarınca değerlendirilecektir. Ancak hastaların yaşı ileri de olsa bu ameliyatlar lokal anestezi uygulanarak ve hasta ile konuşa konuşa uygulandığından ve son aşamada hasta pil yerleştirilirken yarım saat kadar uyutulduğundan çok büyük bir engel olmaz ise genelde hastanın ameliyatına izin verilmektedir.
Temel olarak, Beyin pillerinin çocuk sahibi olmak için herhangi bir engel teşkil etmediğini söyleyebiliriz. Medikal tedavi uygulaması sonucu yanıt alınamayan, fakat Beyin pili tedavisi sayesinde sağlığına kavuşan kişiler yakın bir takip ile çocuk sahibi olabilirler.
Beyin pilleri; kontrol edilebilir, programlanabilir ve ayarlanabilir bir teknolojidir. Gerektiğinde elektrik ayarlarının değiştirilmesi ya da azaltılması, pilin kapatılması ya da çıkartılması söz konusu olabilir. Gelecekte daha etkili bir tedavi yöntemi geliştirilmesi de dahil olmak üzere pek çok durumda hastaya yeni tedavilerin uygulanmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
"Konuşa konuşa ameliyat" prensibiyle ve lokal anestezi uygulamasıyla gerçekleştirilen Beyin pili ameliyatında hastalar sadece toplamda 6 iğnenin batma acısını duyar. Hastaların ameliyat sürecinde uyanık tutulmalarıyla birlikte, bir yandan beyindeki hastalıktan sorumlu hücrelerin elektriksel aktiviteleri dinlenirken; bir yandan da düşük akımlı uyaranlara verdikleri yanıtlar gözlemlenerek hastaların beyinlerinin fizyolojik haritaları çıkartılabilmektedir. Ameliyat ağrısız, hasta ile konuşarak tamamlanır.
Pil takılan hastaların normal günlük yaşantılarında hiçbir değişiklik olmamaktadır. Hastalar kafa travmasına sebep olabilecek ağır spor dalları dışında, yüzme, tenis, koşu ve bisiklet de dahil birçok spor dalıyla uğraşabilirler.
Günümüz teknolojisi, yeterli bilgi ve donanımı olan merkezlerde, uygun ayarlarla, her türlü Manyetik Rezonans (MR) görüntülemesinin bu hastalara yapılabilmesini sağlamaktadır.
Yakın zamana kadar dışarıdan şarj edilemeyen piller uygulanıyordu ve Parkinson hastalarında Beyin pillerinin ömrü 4-6 yıl arasında idi. Daha yüksek elektrik akımına ihtiyaç duyulan Distoni hastalarında bu süre daha da kısa olabiliyordu. Son yıllarda gelişen teknoloji sayesinde hem dışarıdan şarj edilebilen ve 20-25 yıla kadar ömrü olan piller uygulanmaya; hem de beyin içerisine verilen elektrik akımının yönünü ve şiddetini istenildiği gibi ayarlayabilecek teknolojiye sahip cihazlar kullanılmaya başlandı. Bu gelişmeler, tedavideki başarı oranlarının artmasını sağlarken, uzunca bir süre pil değişimine ihtiyaç kalmamasına da olanak sağladı.